Türlü türlü platform var, zemin var; düz gideni var, biraz yamuk olanı, bilmem kaç derece eğimlisi, eğrisi, sağlamı, patikası, etüdü yapılmışı, yapılmamışı... Bazı zeminlerin üzerinde buluşursun, uzlaşırsın, bazı platformlarda kavga edersin, bazılarında oturursun, güler eğlenirsin. Demokrasilerde çare tükenmiyor nasılsa; öyle inanmıştık çünkü biz. Söyleyecek sözün bitince olayı başka bir zemine taşırsın. Bizim evde öyle öğretildi. Ayakkabını da yürüyeceğin zemine göre seçmek öğretildi. Düz zemine düz ayakkabıyla gidenlerdenim ben. Mevsimlerden yaz olunca bohem severim. Yeni mevsimde eski şeyleri giyerim ama yeni şeyler söylemek isterim. Değişimin kokusunu, annemin 68'den kalma ruhunu ve bluzunu severim. Zemin ve zaman önemli değil aslında; önemli olan yeni şeyler; bu ruhta yeni bir şeyler var.
Post Arkası:
Merak edenlere;
Bluz: Annemin gençliğinden (hala genç, ayrı konu) / Şort: Stefanel / Terlikler: Vera Wang / Çanta: Vakko / Gözlük Ray Ban / Kolye: Yargıcı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder