10 Temmuz 2012 Salı

Eski Raflar

 
Tanrının sevdiği kulları için çeşitli oyunları vardır bilirsiniz. Mesela, önce kaybettirir ki sonra bulduğunda mutlu olasın. Bana karşı beslediği derin sevgiyi de hep bu yöntemle gösterir zaten. Her yeni mevsimde "Ya benim eskiden şöyle bir şeyim vardı sanki? Nerde o? Verdik mi ki ya yoksa?" gibi soruların ardından gelen sürpriz sonlar mesela... Sonra ümitlerin tükendiği bi' anda kalabalık yığının ortasındaki farklı bir rengi tutup çekerim ve o asıl aradığım değil ama tamamen unuttuğum bir başka elbise hayata geri döner. Ve, raf darmaduman olmuştur.
Ama hayır, eski rafın tozu kalkmıştır bi' kere... Elbiseyle biraz oturunca illa aklına gelir, tuhaf bir gülümsemeyle birlikte, "Ya ben bunu hani şeye giderken giymiştim... Kim vardı? Heeee... İyi adamdı be aslında! Biraz deliydi ama iyiydi... Telefonu duruyor mu? Evlendi mi ki acaba? Ama yok duyardık..." Sonra eski telefonlar hayata döndürülmeye çalışılır, numarası da muhtemelen orada kalmıştır, "yeni telefonumla hayatımda yeni bir sayfa açıyorum!" söyleminde kurban edilmişti çünkü. Akabinde, Facebook'tan neden men edildiği konusunda dönemin tanıklarıyla tarihi detaylar deşilir ve artık herhalde iyi bir sebep vardı dediğin noktada adam karşına çıkıverir. 
Onun converseleri senin topuklularının boyu değişmiştir; biraz da metalik bir renk istiyor artık o elbise aynı beyaz bez ayakkabılarla olamıyor. Onun elinde ceket senin elinde ciddi bir çanta vardır; annenin çantalarını aşırmaya başlamışsındır çünkü. Tam her şey değişmiş derken önce aynı mimiği, sonrasında da neden kendisini hayatından cımbızla ayıklamak zorunda kaldığını hatırlatacak olan hareketi yapar. Ama, kafan darmaduman olmuştur...


Sever beni canım, bilirim...


Post Arkası:

Merak edenlere;
Elbise: Betsey Johnsson / Çanta: Dolce&Gabbana / Ayakkabılar: Pedro Garcia / Takılar: Chloé Gözlük & Agatha Küpe & Longines Saat (Tevfik Aydın Saat) & Pilgrim, Svarowski, annem ve anneannemden bileklikler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder