Ev dışında da bornoz giyme hakkımın saklı tutulmasını talep ediyorum. Hatta böyle söylediğimde kulağa daha olgun ve yerinde bir fikirmiş gibi geldiğini de düşünüyorum. Ama rahatlık yani haklı değil miyim? Altı üstü, takısı tokası derdi yok, düğmesi fermuarı hiç yok. Yıka ve çık! Pardon, başka bir reklamın sloganıydı o...
Hava zaten yeterince komplike; yukarıda güneş "ooh bahar geldi!" derken, esen rüzgar "dur bakalım nereye?" diye soruyor. Bu tezatlıklar arasında ben bir film noir kadını minimalizminde, bi' ruj bi' palto, takılmayı istemişim çok mu? Ama minimalizm için ne derler bilirsiniz: her şeyi olan insanların en büyük lüksüdür. Dolayısıyla büyükçe bir kolyeyle bütün olayı bozmamaya dayanamazdım.
Post Arkası:
Merak edenlere;
Palto: Beymen / Ayakkabı: Pedro Garcia / Kolye: Vakkorama
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder