İnsan eski günleri özlüyor; hani hayali ihracat, bavul ticareti falan vardı, lokantaların mutfaklarından böcek, ünlülerin arşivlerden (illa şarkılı olmayan) kasetleri çıkardı... Ne saf, ne temiz zamanlardı... Müteahhitler her metre kare boşluğu betonla doldurmamış, herkes hakkında ileri geri konuşurken duyulmamışlardı. Cengaver muhabirler gizli kamerayla gezer; taraflarını twitter'dan tutmazdı. Paralel dediğin şey maksimum evdeki bir diğer telefon hattı olabilirdi. Geometri daha anlaşılır; hayat daha inandırıcıydı. Şimdi iki doğrunun kesişmesi bile o kadar imkansız geliyor ki...
Post Arkası:
Burn baby burn
Merak edenlere;
Deri mont: Beymen Academia / Bluz: Machka / Pantolon: Valentino Red / Şal: Isabel Marant Etoile / Ayakkabılar: 3.1 Phillip Lim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder