Genellemelere bayılırım; algıyı %50 oranında kolaylaştırıyorlar. Geri kalan %50 ise yanılma payı sonucu ortaya çıkan kafa karışıklığı. Ama olsun şimdilik o noktaya takılmayalım. Mesela; iki çeşit ayakkabı vardır, topuklu ve yüksek topuklu. İki çeşit kadın vardır; babetlerini çantasına saklayanlar ve gördükleri ilk taksiyi çevirenler. İki çeşit insan vardır; elinde dolu bir silahı olanlar ve çukuru kazanlar. Pardon bu sonuncusu İyi, Kötü ve Çirkin'dendi, babamla konuşuyoruz sandım bir an. Evet, iki çeşit insan vardır; bireysel emeklilik primini sorunsuz ödeyebilenler ve kredi kartı limitini doldurmuş olanlar, öhü öhhüü, bu konu gıcık yaptı.
Dolayısıyla gardrobun kapaklarını açtığında da gördüğün manzara iki çeşit olur; yeniden tedavüle sokulması gerekenler ve zaten bir süredir her şeyle giymekte olduğun şeyler. Çünkü yeni kategorisinden bir ürünü dolaba sokmak teknik açıdan imkansız olmuştur. Eteği 14 yaşımdayken üstünde cafcaflı bir şeyler dayım evlenirken giydim, o beyaz t-shirt'ü de kirli sepetinde bulunmadığı her gün. Kombinler de iki çeşittir; anlaşılır olanlar ve prospektüsüyle beraber gelenler. Ben hep argümanı çok olanları kullanıyorum sanırım.Pek tabii erkekler de iki çeşittir: arada sırada bir çiçek getirmeyi akıl edebilenler ve durduğu yerde batanlar... Bir de bahçe makasını nasıl kullanacağını bilen kızlar vardır.
Post Arkası:
Merak edenlere;
Etek: Roman (eski) / T-shirt: Beymen Club / Çanta: Mulberry / Ayakkabı: Zara / Gözlük: Chloé / Takılar: Beymen Kolye & Bileklikler annem, anneannem, Pilgrim, Swarovski ve Italya'dan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder