Cep telefonu yoktu, ipod yoktu, laptop hiç yoktu... Sosyalleşebilirdin de bunun medyası yoktu mesela. Biz, fotoğraflara albümden bakardık dedemle. Albüm dediğin şeyi açtığında benim iki kol boyumdan büyük oluyordu zaten; başında ebeveyn olmadan dönmüyor sayfalar. Dayım girerdi içeriye, üzerinde beline kadar çektiği Levi's 501. Dedem beğenmezdi: "Amerikan işçileri giyerdi bu kotu, moda oldu başımıza..." Dedem sevmezdi öyle, kendisi kravat mendil tam takımdı, şapkasız çıkmazdı. Fotoğraf makinesini tripodun üzerine koyardı da çekerdi. Telefonların fotoğraf çekmediği bir dünyanın insanıydı, hiç tag'lemedik biz onu. Anacağımız zaman eski eşyalarına, albümdeki fotoğraflarına bakıyoruz. Bir de ne zaman üzerimize kot giysek "Dedem görse şimdi!" diyoruz ve yine de gülümsüyoruz. Annem ve ben yaşamayı, keyif almayı ve keyfi kayda almayı Dedem'den öğrenmişiz.
Post Arkası:
19 yıl önce bugün vedalaştığımız Dedem içindi...
Merak edenlere;
Fotoğraf makinesi: Kodak, Dedemin...
Ceket: Fred Perry / Kot: Jbrand / Ayakkabılar: Divarese / Takılar: Longines Saat (Tevfik Aydın Saat) & Bileklikler Banana Republic, Swarovski, Annem ve Anneannemin & Küpeler Prag'dan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder