23 Kasım 2012 Cuma

Küçüğüm Aslında

25'ini geçene kadar, hatta pardon üniversiteden mezun olana kadar yaşlanmaya bağışıklığın olduğunu düşünürsün. Zaten ayağında converse'lerle yaşlanamazdın, teknik açıdan mümkün değil. Sonra bir gün ayağına 13 cm'lik topuklu ayakkabıyı geçirirsin ve "böyle daha iyi" olduğuna karar verirsin, taaa ki onlarla yürüyemediğini anlayana kadar. Birden küçük topuklular ararken bulursun kendini. Ve bulduğunda da önce "moda değişti herhalde, gözüme bi' hoş geldi şimdi" falan dersin, taaa ki esas değişenin kendin olduğunu anlayana kadar. 
Yaş ve topuk yüksekliği arasında bir korelasyon var ise ben çözdüm bunu arkadaşım; görüyorsun yakamla yaptığım o hareket de bunu ifade ediyor aslında temelinde. Ökçeler yaşla çan eğrisi yapar, önce artar daha da artar ve sonra gittikçe azalır. Eğer ki Victoria Beckham değilsen, onunki arttıkça artıyor mesela. Ya da Suri Cruise, onun da yaş çizelgesinde beklenmedik sapmalar var.
Ama ben sadece yürümek istemiştim canım; o nedenle yani...

Post Arkası:
Bazen ben bile kendime inanmıyorum.

Merak edenlere;
Ceket: Beymen Academia / Gömlek & Kemer: Beymen Club / Şort: Topshop / Çanta: 3.1 Phillip Lim / Ayakkabılar: Camper / Takılar: Swarovski Kolye & Yüzük Prag'dan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder