11 Kasım 2012 Pazar

Kaldırım Taşları

Küçükken takıntılarım vardı benim. Yolda yürürken çizgilere basmamaya çalışırdım mesela; çizgilerin içinde yüzen balıklar vardı çünkü, basacak olursam ölürlerdi. Takıntı artı geniş hayalgücü, sonuç bu... Sonra o geniş aralıklı güzelim kaldırım taşlarını kaldırdılar ve yerine eciş bücüş pembeli beyazlı taşlardan dizmeye başladılar. Kabus yani! Ayağı sığdırmak imkansız. Dolayısıyla kaldırımın en güvenli yeri kenardaki çizgi aralıklarının geniş olduğu dar bölge oldu. Her ne kadar anneme göre öyle olmasa da: "Kızım düşeceksin, in ordan aşağı!" Ben daha açıklama yapmaya başlayamadan -allahtan, yoksa ver elini psikolog Aynur Teyze- bizim balıklar annemin bir kol kuvvetiyle mefta tabii.
Sonradan, derin araştırmalarım sonucu, bu davranış kalıbının (terminoloji de bilirim) zarar vermek istemeyen çocuk psikolojisi kaynaklı olduğuna kanaat getirdim; ve de üzerine açıkçası derin bir oh çektim. Yani sadece öğrenmedim canım, kanaat getirdim bizzat. Bana psikolojiden o CB'yi veren hocam tekrar düşünsün nasıl bir yeteneği harcamış zamanında...
Bir de çocukken kirazdan kulağına küpe yapmayan oldu mu hiç? Halen merak ediyorum bunu.

Post Arkası:
Çok da zor bir çocukluk geçirmemiştim ama...

Merak edenlere;
Parka: See by Chloé / Bluz: Beymen Club / Etek: Yargıcı / Çanta: Vakko (beni iyi tanıyan arkadaşlarımdan hediye) / Ayakkabılar: Topshop / Takılar: Longines Saat (Tevfik Aydın Saat) & Little Soho Küpeler & Bileklikler annem ve anneannemden.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder