Janis Joplin'e özenmiş her kızın kumaş boyama alanında çeşitli başarısız deneyimleri olmuştur; öyle olmalı, yani en azından benimkiler öyleydi. Endüstriyel standartların üzerinde koşullar dahilinde çalıştığım için sonuç hep hüsrandı ama ben hiç pes etmedim. Ve, hiç pes etmemek bazen çok da iyi bir şey değildir. Özellikle de eline geçenler turuncudan mora rengarenk bir banyo küveti, tekrar giyilmesi imkansız bir t-shirt ve annemin "eh bravo yani!" bakışlarıysa. Deterjanlara karşı hayalkırıklığım, Cif'e olan sadakatim (her şeyi temizliyor valla) ve Mercedes-Benz'e inancım (oh Lord bana da bir tane lütfen!) esasen o dönemden kalmadır.
Post Arkası:
Merak edenlere;
Hırka: Dsquared2 / Etek: Tara Jarmon / Çanta: Vakko (sevgili arkadaşlarımın doğumgünü hediyesiydi) / Ayakkabılar: Hotiç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder