Küçük kuzenler kıskanç olur; o nedenle kuzen düğünlerinde en parlak ve en mini elbiseyle ortalıkta dolananlar hep en küçük kuzenlerdir. Onca sene şımartsın seni bütün aile, sonra bütün şanını bir gecede elin gelinine kaptır, olacak şey mi?! Madem ki gelin uzun ve renksiz giyiyor, o zaman zaten başka alternatif yok ortada. Ama tam evden çıkacakken müdahale beklenmedik yerden gelir; annenden:
-Gel bakiyim, gel bi' dakka! Senin sol kaburga kemiklerin neden bu kadar dışarda?
-Bilmiyorum; hep öyle değiller miydi?
-Ay yok bak bi' şey var orada! (Endişe had safhada...)
-Evet var, kemik işte!
-Giyemezsin bunu böyle! Kemiklerin çıkıyor.
O sırada aradığın defans kuvveti, aslında damarlarındaki asil kanda mevcuttur; A rh -. Babanın kızısındır sonuçta ve kendisi olayın sır perdesini kaldırır bir anda:
-Benim dedemde de vardı ya, bi' şey olmaz...
Post arkası:
Sonuçta annem kazandı ve o elbise giyilemedi.
Merak edenlere;
Elbise: Maje / Ayakkabılar: Divarese / Çanta: Vakko (Arkadaşlarımın hediyesi) / Gözlük: Ray Ban
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder