Çok ama çok kötü olduğum bir konu var (birkaç tane de olabilir emin değilim); dokümantasyon, özellikle de kişisel olanı. Hani çektiğimiz resimleri, yazdığımız makaleleri (yok köşe yazarlığından değil, öğrencilikten kalma olanları) falan dosyalarız ya, işte benim bilgisayarımda öyle bi' oluşum yok; tamamı my documents ve downloads dosyalarının altında bireysel olarak takılıyor. Zaten çantasını bile adamakıllı yerleştiremeyen bir insanın bilmem kaç GB büyüklüğündeki bir hafızada düzen sağlaması biraz zor, kabullenmek lazım. İşin kötü tarafı (çünkü buraya kadar her şey şahane yolundaydı) ben bu durumu ancak bilgisayar tekaüt sandığı kıvamına geldiğinde fark edebiliyorum. Evet benim sevgili küçük elmacığım yenisiyle değiştirilme aşamasında... Dolayısıyla şu gördüğünüz kılık, örümcek ağlarının bağladığı arşivden ancak çıkabildi.
Biraz daha unutsaymışım, böyle şeyler giymek için hepten manasız bir mevsimde konuya açıklama üretmeye uğraşacakmışım; yok efendim klasik-sportif kombini yapıyorum da, yazı kışa bağlayacağım da, hem zaten siyah-beyaz-kırmızı üçlemesinin modası asla geçmez, inanmıyorsanız Prada'ya bakın falan filan... Gerçi bu ağlar bağlar da fena olmadı sanki...
Post Arkası:
Sanıyorum böylece son dönemki devamsızlığıma da iyi bir neden göstermiş oluyorum.
Merak Edenlere;
Bluz: Isabel Marant Etoile / Etek: Beymen Club / Çanta: Anneannemin / Ayakkabı: Guiseppe Zanotti / Takılar: Agatha Küpeler & Yüzükler Banana Republic, Yargıcı, Zoé&Morgan ve annemden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder