11 Ekim 2012 Perşembe

Süper Kadın

Açık konuşacağım, süper-kadınlara özenirim; herhalde kendim onlardan biri asla olamayacağım için. Adı üzerinde süperdir; mükemmel giyinir, lezzetli yemekler ve şahane kariyer yapar, bütün bir günü topuklu ayakkabılarının üzerinde acı çekmeden (ya da en azından bunu belli etmeden) geçirebilir, evleneceği zaman harika bir düğün düzenler ve ileride de muhtemelen vatana millete ve kendine hayırlı çocuklar yetiştirir. Hatta omleti havada çevirir, profiterol yapmayı 1 saatte bitirir, biz 62 yazmaya çalışırken kendisi tavşanı şapkadan çıkarır. Elbiselerinde hiç kıl tüy birikmez, keten elbisesi kırışmaz, ayakkabısının topuğu taşların arasına girmez, asla fazla kilo almaz ya da vermez, ojesi bozulmaz, makyajı akmaz. 
Dolayısıyla kadın olsam da süper olamayacağımı 3. omlet denememin (keza krep için aynı şey geçerli) mutfak tezgahına akordeon şeklinde kapaklandığını ve değil keten, herhangi kumaşları kırıştırmadan oturamayacağımı görünce anladım. Bu durumu kabulleniş kısmım ise tartıyı evden topluca uzaklaştırmam (en son kendisini bir çöp kamyonunun arkasında seyahat ederken gördük), bol pantolonların üzerine oran-orantı hesabı yapmadan kazağı çekmem ve birkaç fazla mesai ve alkolün ardından "çocuk da kariyer de boş işler şekerim insan kendi için yaşamalı!" literatürünün dibine vurmam ile doruk noktasına ulaştı.
Süper-kadın bence şu anda laboratuvar koşullarındaki toplumda ya da ideal dünyanın bir köşesinde örgü örerken kitap okuyor. Hatta belki de ofiste dünyayı kurtardıktan sonra defile izlemeye bile gidebiliyordur. Bense çantamın içinde muhtemelen yanıma almayı unuttuğum anahtarlarımı arıyorum. Neyse, zaten yemeği dışarıda yiyecektik.

Post Arkası:
Çok iş, çok fazla iş...

Merak edenlere;
Kazak & Pantolon & Kemer: Beymen Club (bunu yazmak baya pratik oldu) / Ayakkabılar (pek görünmese de): Giuseppe Zanotti / Takılar: Topshop Yüzük & Chanel Gözlük & Longines Saat (Tevfik Aydın Saat) & Banana Republic Bileklik & Kolyeler Tiffany&Co ve İtalya'dan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder