18 Aralık 2012 Salı
Bu sene neler öğrendim... - The 2012 Edition
Tutarlılığa inanırım. Bir sürü şeye inanmam ama tutarlılığa inanırım. Belli ki ben her senenin sonu yaklaştığında şöyle geriye doğru dönüp "n'olmuştu ya?!" diye bi' bakıyorum. Bakınca da insan illa bir şeyler görüyor zaten. Zaten yarın öbür gün kıyamet kopacak, dünyanın sonu gelecek falan diyorlar, bari gördüklerimi internet aleminin bir köşesine iliştireyim de bakarsın ilerde lazım olur.
1. Çocuğum olursa adını Kate koyacağım; kız erkek fark etmez. O isim başarılı oluyor. Bkz. Kate Moss ve Kate (Middleton) the Cambridge Düşesi, bu sene biri kitap diğeri kraliyete çocuk yapmayı başardı. Çocuk yapma trendleriyle ilgili bir öngörüm yok ama kitap çıkarmak moda olur.
2. Moda da çirkinleşebilir, alenen. YSL'nin, pardon Saint Laurent Paris olmuştu o en son, Hedi Slimane'i ve Dior'un Raf Simons'u arasında yaşanan husumet Paris moda haftasına nokta yerine baya ünlem koydu. Olaylar, NY Times moda editörü Cathy Horyn'den zehir zemberek bir YSL defilesi eleştirisi (ki kendisi davetli değildi) ve Hedi Slimane'in PR'cılarına muhtemelen hiç sormadan yayınladığı bir twitter açıklamasıyla doruk noktasına ulaştı. Sonrasında ne oldu ben de bilmiyorum valla ama önümüzdeki yaz glam-bohem geri dönecek diyorlar. Gerçi Lady Gaga bu olayı çoktan kapatmış da olabilir.
3. Modayı belirleyen ticari kaygılardır, sanat falan hikaye. Balenciga'da Nicolas Ghesquiere'nin yerine Alexander Wang'in getirilmesinin başka bir açıklaması yok. İkincisinin isminin daha kolay okunuyor olması da bir argüman tabii.
4. Tırnak boyama sanatından ve küpeleriyle spor yapan insanlardan Londra Olimpiyatları sorumlu. Bir sonraki gym gezintisinde (evet ben oraya gezmeye gidiyorum) göz önünde bulundurmakta fayda var. Zaten ortalıkta çok fazla insan olunca benim ancak yüz kaslarım çalışıyor. Ama her bir tırnağımı birer kiloluk ağırlıklara boyayarak motivasyonumu arttırmayı düşünüyorum.
5. Lana Del Rey'in albümü kulağımda hoş bir seda, Mulberry çantasıysa aklımda takılı kaldı.
6. Ekselansları Anna Wintour ABD'nin İngiltere Büyükelçisi olursa, ben de adaylığımı Floryashire muhtarlığına koyacağım; üstelik benim siyaset okumuşluğum bile var. Önümüzdeki yerel seçimler ne zamandı?
7. Sağ bacak önemlidir. Sol ayak bileğini burkmuş biri olarak da söyleyebilirim ki, konunun Angelina'yla kesinlikle hiçbir ilgisi yok, sağ bacak önemlidir.
8. Grinin 50 Tonu, biraz daha koyusu, kravat bağlama sanatı... Finans sektöründe çalışan erkeklerin modası bi' geçmedi gitti!
9. iPhone 5'in satışları 2013'te de devam edecekmiş; paniğe gerek yok. Zaten ben janjanlı kılıfını almadan telefonu hiç almam.
10. Eurovision, zaten bir hayaldi de artık hepten yalan oldu.
11. Hadise sonunda zayıfladı, online alışveriş sitelerinde patlama yaşandı (fırsat-sever bir milletiz), Şirince is the new It mekan ve Murat Boz acaba yeni bir Tarkan mı oldu? Kovboy/çingene kılığı ve şıngırdaklarıyla çölde ayaklarını tozuta tozuta klip çekmediği sürece benim açımdan bir problem yok.
Peki 2013'te ne giyilir diye soracak olursanız; yürünebilir ayakkabılar, diyafram bölgesini açıkta bırakan kıyafetler (sayıyorum: altı, pack olarak), uzak doğu esintileri (made in China değil, lütfen), İskoç prensesler, çizgisel illüzyonlar, dama tahtası ve Ivana Sert'in giymediği herhangi bir şey. Naçizane fikrim...
O halde, Anna Wintour'un nazik alkışları hepimiz için gelsin!
Post Arkası:
Fotoğraflar: Grazia Daily, The Daily Telegraph, Google
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder