8 Mart 2012 Perşembe

Herkese H&M Bazılarına Marni

Davet edildiğim yerlere mutlaka giderim. Kimin davet ettiği bu noktada çok önemli değil. Ama, beni Marni'nin H&M koleksiyonunu (ya da H&M'in Marni'si nasıl tanımlamalıyım bilemedim) görmeye Leyla davet etti. Hayatta kaçırmazdım! Gerçi Marni'nin yerinde boş raflar ve askılıklar, kadınlar arasında kıran kırana bir mücadele vardı, ve girişte dağıtılan şampanya iki adım ilerde medeniyetin başka bir evresine aitmiş gibi duruyordu, ama olsun, bunları görmek için bile değerdi:


Mesela Leyla ve Helin'i sırada beklerken siyah, beyaz, gri tonlarında ve ince topuklarının üzerinde görmek... Ve de yüzler hala gülüyor.


Ya da mankenlerin üzerindeki giysilerin bile hunharca çıkarılışına tanık olmak (tanık olanlara tanık olmak da denilebilir)...


Ama sonunda Helin kaderine terk edilmiş bir Marni for H&M ceketi bulur ve ben de hemen üzerime geçiririm: "Tam da benim bedenim!"


"Acaba alsam mı?" sorusunun cevabına bakıyorum o sırada...


Tabii ki vazgeçtim. İndirimde Mango ve benzerlerinin de yakınlarına bile uğramamamın bir nedeni var...


Post Arkası:


Bu postun ana teması "Alışverişte Karmaşa"; o nedenle resimler bulanık, kompozisyonlar karışık, kadrajlar yamuk. Postmodern sanat şekerim, çuvallamanın bile iyi bir mazereti bulunabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder